Wikipedia

Arama sonuçları

6 Aralık 2024 Cuma

Cumhuriyetin Seyir Defteri

İlk çeyrek yüzyıl: 1923-1946. Kuruluş, heyecan, devrimler ve atılımlar.

1929-31 Dünyayı derinden sarsan ekonomik kriz atlatıldı.

1938. Büyük önder Atatürk'ün vefatı.

1939. HATAY CUMHURİYETİ Türkiye’ye katıldı.

1939-1945. İkinci Dünya Savaşı kabusu en az yara ile atlatıldı.

İkinci çeyrek yüzyıl: Lozan'ın rövanşı ve karşı devrim.

1946. Dini söylemleri öne çıkaran Celal Bayar-Adnan Menderes Demokrat Parti'yi kurdu. CHP'li MillÎ Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer Köy Enstitüleri'ni Köy Öğretmen Okulları'na dönüştürdü.

1947. Ağır ekonomik bunalımdaki İngiltere Türkiye’nin koruyuculuğunu  ABD'ye  devretti.  SSCB’nin yayılmasını ve komünizmin önlenmesini öngören  Marshall Planı ve Truman Doktrini  ile  Avrupa’yla  birlikte Türkiye  ve  Yunanistan’a  ABD  ekonomik yardımı başladı. Türkiye  Dünya Bankası’na  ve  47 milyon Dolar katılım payı ödeyerek  IMF’e  üye oldu.

1949. Türkiye ilk ve tek Müslüman ülke olarak İsrail'i resmen tanıdı.

1950. Arapça ezan ve kamet okuma yasağı kaldırıldı.  Gümüşhanevi, İskenderpaşa ve İsmailağa Cemaatleri  açıldı. 1945'te kabul edilen "Çiftçiyi Topraklandırma Yasası" yürürlükten kaldırıldı.

1951. Demokrat Parti yeni kurulan NATO'ya girebilmek için Meclis onayı almadan, Kore  Savaşına 4500 kişilik bir Tugay gönderdi. Ertesi yıl NATO’ya girdi.

1958-61. Ekonomiyi derinden sarsan kriz.

1960-61. Demokrat Parti iktidarının sonu, Askeri Yönetim başladı. Adnan Menderes idam edildi.

1962-63: Kara Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir'in darbe girişimleri.

1969: Alparslan Türkeş Türkçülüğü İslam ile harmanladı. Bozkurt amblemi üç hilal ile değiştirildi. ABD'nin  Sovyetlere  karşı  örgütlediği  Yeşil Kuşak başladı. Ertesi yıl Necmettin Erbakan  Milli Görüşün  ilk partisi  Milli Nizam Partisi’ni  Nakşibendi-Nurcu-Kadiri ittifakıyla kurdu.

1971. Türkiye'de  İkinci Askeri Yönetim. Milli  Selamet  Partisi  Erbakan’ın  liderliğinde kuruldu.

Üçüncü Çeyrek: Cılız bir toparlanma.

1974. Bülent Ecevit Hükümeti haşhaş yasağını kaldırdı. ABD  Türkiye'ye ambargo kararı aldı. Kıbrıs Barış Harekâtı.

1978. PKK'nın  kuruluşu. Kahramanmaraş'ta  Alevilerin katli.

1978-81. Petrol  ve  petro dolar kökenli ekonomiyi derinden sarsan kriz.

1980-83. Üçüncü Askeri Yönetim ve devamında mirasçısı, zengin sever, takunyalı  Turgut Özal % 45,1 oyla tek başına iktidara geldi.

1988-89. Ekonomiyi derinden sarsan kriz.

1989: Soğuk Savaş’ın sonu ve Türkiye’de seri cinayetler: TCK'nın Türkiye'de din devleti  kurulmasını suç sayan 163. maddenin kaldırılmasına karşı çıkan aydınlar, Atatürkçü Düşünce Derneği  kurucusu ve Türk Hukuk Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muammer AKSOYÇetin Emeç,  Turan DursunProf. Dr. Bahriye Üçok  öldürüldü.

1994. Ekonomiyi derinden sarsan kriz. 22 il belediyesi, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri  Refah Partisinin eline geçti. 1993 İSKİ Skandalı  Erdoğan'ın  önünü açtı. SHP 20,3, DSP 12,3, CHP 1,4 oy aldı. Yüzde 35 oy alabilecek sosyal demokrat bir aday yerine yüzde 25.1 oy alan Refah Partili  Erdoğan  İstanbul'a başkan seçildi. SHP ve DSP toplamı yüzde 34.6 iken  Refah Partili Melih Gökçek yüzde 27.3 oyla Ankara Belediye Başkanı oldu.

1995. ABD Erbakan'ın yerine Erdoğan projesini başlattı.

1999. Abdullah ÖCALAN Kenya'da Yunan Büyükelçiliğinden çıkarken yakalandı. Fethullah Gülen  ABD'ye kaçırıldı. Küresel yağmacılar  Gülen'i  alırken Öcalan'ı verdi.

Dördüncü Çeyrek: Karşı Devrim hızlanıyor, Cumhuriyet şaşkın.

1998-2002. Ekonomiyi derinden sarsan kriz.

2001. Milli Görüş içindeki küreselci, yenilikçi hareket  AKP’yi  kurdu. Erken genel seçimlerde  AKP  seçimleri kazandı.

2003. Irak Süleymaniye'de Çuval Olayı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bitirme operasyonu başladı.

2007-12. Gnkur. Bşk. Büyükanıt'ın e-muhtırası sonrası, Ergenekon  soruşturması başladı. Genel seçimde  AKP  oyları % 46,7 ye ulaştı. Abdullah Gül  Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi görünümlü Anayasa değişiklikleri % 68.95 ile kabul edildi. Anayasa  Mahkemesi altıya karşı beş oyla, “laiklik  karşıtı  eylemlerin odağı haline geldiği” nedeniyle,  AKP'yi  kapatmadı, ama hazine yardımının yarısını kesti. Eski Genelkurmay Başkanı  Özkök  İzmir’de tanık olarak  Ergenekon  savcılarına 8 saat ifade verdi. AKP'nin  gece yarısı çıkardığı yasa ile, sivil mahkemelere, barış zamanında, CMK 250 kapsamındaki 33 suçtan birini işlemeleri halinde asker kişileri soruşturma ve yargılama yetkisi verildi. Balyoz (5-7 Mart 2003 1'inci Ordu Plan Semineri) davası başladı. CHP lideri Deniz Baykal komplo ile çekilmek zorunda kaldı,  Kılıçdaroğlu başa geçti. MHP Başkanlık Divanının 15 üyesinden 9'u kaset ile istifa ettirildi.  Anayasa değişiklikleri Halk oylaması % 58 Evet ile yargı tümüyle  iktidar  ve  FETÖ  emrine sokuldu. Hukuk devleti çöktü. Balyoz  soruşturmasında, Hv. Org. Bilgin Balanlı, sivil  mahkemece tutuklanan en yüksek rütbeli muvazzaf subay oldu. Genel seçimde  AKP % 50 ile iktidar. İnternet andıcı  soruşturmasında, eski Gnkur. Bşk. E. Org. İlker Başbuğ “Örgüt  yöneticisi olmak ve darbeye teşebbüs” suçlamasıyla  tutuklandı. Cemaatin ilk kalkışması, 7 Şubat MİT olayı..

2014. PKK 20 gün şehirlerarası bir yolu kapattı ve 2.Tak.Hv.K. kışla bayrağını indirtti, bölgenin  PKK hâkimiyetinde olduğu mesajını iletti. 12 Eylül  davasında  Evren  ve  Şahinkaya'ya  "ağırlaştırılmış müebbet" hapis kararı. Anayasa Mahkemesi,  Balyoz  Davasında sanıkların haklarının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. Hükümlüler tahliye edildi. Cumhurbaşkanını halk seçti.

2015. Genel seçim AKP 49,5.

2016. Cemaatçi Askerlerin 15 Temmuz Darbe Girişimi.

2018. Genel seçim AKP % 42,56.

2019. Yerel seçimlerde, 25 yıl önce kaybedilen Ankara, İstanbul dahil 20 çok önemli ilde  CHP  adayları kazandı. AKP büyük yenilgi aldı.

2023. Genel seçimde CUMHUR İTTİFAKI % 49,39 ile geri döndü. Yerel seçimleri de kazanabilirler.

Bu kadar dış ve iç darbeyle geleneksel dengeleri bozulan ve değerleri parçalanan  Cumhuriyet hala ayaktadır. Temelinin ne kadar sağlam olduğu görülüyor. Ancak ulusun bölünmesi ve kutuplaşma tırmanmaktadır. Kamuya hizmet yerini özel çıkarlara bırakmış, niteliksizlik, adaletsizlik, eşitsizlik yayılmıştır. Dışa bağımlı ekonomi, Osmanlının son dönemi gibi yarı sömürge durumunu geri getirmiştir. Siyasal açıdan dış saygınlığımız azalmaktadır. İçeride siyasal muhalefet umut verememektedir.  Erdoğan  siyasal ve ekonomik iktidarını mülteciler dahil, sosyal  ve özellikle  kültürel  iktidar  ile karşı konulamayacak biçimde perçinlemek  emelindedir. 

Yüz yıl önceki mucize yinelenmek zorundadır. 



2023'e bakış

 6 Şubat büyük deprem felaketinde 2 milyona yakın vatandaşımız bölgeden ayrıldı.  

YSK, 14 Mayıs 2023  seçiminde Anayasayı  tanımadı. İktidarın  siyasal, ekonomik yönlerden çok zayıf olduğu bir dönemde, seçim, büyük  hatalarla  yitirildi: Adil, demokratik olmayan koşullar, hileli ve iftiralı kampanya ve en acısı da muhalefetin  beceriksizlikleri. 

19 Haziran 2023. Salih Müslim ANF Ajansına konuştu: “Erdoğan’ın Lahey'de yargılanması için bütün dosyalar hazır. Ruslar, Türkiye'nin  IŞİD’le ilişkilerini gösteren belgelere sahip. ABD'de devam eden  Zarrab  davası  Erdoğan'ın boynunda ip gibi duruyor.”

27 Aralık 2023. Hüda Par lideri Zekeriya Yapıcıoğlu  AK Parti 2024 bütçesine destek için çıktığı kürsüden  TBMM’nin  eyalet sistemine geçişi, Kürt  özerkliğini ve federasyonu tartışması gerektiğini söyledi. Büyük bir yurttaş kesimi siyasal olarak yalnız, örgütsüz, yenilmiş, korumasız ve tehdit altında, siyasal, ekonomik iktidarı yitirmiş, kültürel ve toplumsal iktidarı yitirmek üzere.  Seçime  indirgenmiş bir demokrasiyle ülke yağmalanmakta. Anayasa Mahkemesi ile  Yargıtay  arasında kavga sürüyor. Ekonomisi Osmanlı'nı son dönemlerini hatırlatan Türkiye'nin geleceği kararmaktadır, uyuşturucu, kara para, mafya ağı her yerdedir. Göçmenlerle ilgili pek çok sorun var. Yetersiz devlet kadroları hizmet veremiyor. Bozulan bir gelir dağılımı, yok olan orta sınıf,  üretime katkısı olmayan nüfus artışı, CHPnin de katkısıyla Ortadoğu ülkesi olmaya savruluş...

13 yıllık Kılıçdaroğlu dönemini kapatan CHP fabrika ayarlarına dönecek, "Türkiye’yi artık kimse kurtaramaz, kendi adaylığını kendisinin bile engelleyemeyeceğini" söyleyen  Kılıçdaroğlu  ve On Aralıkçı ekibini tasfiye edecek mi? 


Dünya:

ABD hegemonyası, küreselleşmekapitalist uygarlık,  kültürel  zemini  liberalizm,  Aydınlanma geleneği çözülüyor, dinci  faşizm  yükseliyor. Aşırı sağ, Avrupa’da merkez sağı teslim alıyor.

Çin Küresel Güney'de  yükseliyor, özellikle  Ortadoğu'da  etkinleşiyor. Rusya Ukrayna krizini az hasarla atlatıyor. İsrail’de dinci gericilik Filistin halkının topraklarını, mülklerini gasp ederken  İran destekli Hamas ve Lübnan'daki Hizbullah duvarına çarptı. Tüm Batı'nın desteğin alan  İsrail'in Demir Kılıçlar Operasyonu henüz sonuç alamadı. Rusya bu durumdan memnun. Paralı asker grubu Wagner silahlı isyanını atlattı, Prigojin'i yok etti. Rusya'yı Nükleer Testleri Yasaklayan Anlaşmadan çekti. Sovyetler Birliği marşını tekrar Rusya'nın marşı olarak kabul etti. 

24 Ağustos'ta Johannesburg'da düzenlenen 15. BRICS zirvesi; Arjantin (?), Mısır, İran, Etiyopya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) üyelik daveti kararı aldı. 1 Ocak 2024’te tam üye oluyorlar.  

İran, 15 yıllık sürecin ardından, doğunun önde gelen güvenlik ittifakı, Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) tam üye oldu.

Yemen'deki İran yanlısı Husi militanları dronlarla, Kızıl Deniz ve Süveyş Kanalından geçen kargo gemilerine saldırıyor. ABD, küresel kargo ticaretinin yüzde 12'sinin,  Avrupa'dan  Asya'ya  giden petrol ürünlerinin yüzde 20'sinin geçtiği bu kritik su yolunu korumak için 10 ülkeden oluşan "Refah Gardiyanı" operasyonunun başlattı. Ancak büyük çoğunluğu operasyonda ya yer almıyor ya da gemi göndermiyor. ABD hegemonyası zayıflıyor. Kongrede borç tavanını artıramıyor. Demokrat-Cumhuriyetçi kavgası seçim öncesi kızışıyor. Ekonomi alarm sinyalleri veriyor. ABD’de üç banka battı: Silvergate CapitalSignature Bank ve Silicon Valley Bank. 300 trilyon dolar  borç, 600+ trilyon dolatürev piyasası ve artan faizler finans sektörünü zorluyor. 

Avrupa Birliği jeopolitik açıdan küçülüyor. NATO'ya  dayanarak ekonomisini ve toplumsal refahını yükseltme dönemi bitti. Artan  Enerji  faturası ve enflasyona ek olarak genişleme, göçmen sorunu ve insan hakları ikilemi ile uğraşıyor. Başta  Afrika, Dünyanın en fakir ülkeleri 3,5 trilyon dolar borçla boğuşuyor. Dünya hasılası  100 trilyon dolar, finansal piyasaların toplam hacmi  katrilyon  dolara  ulaştı.

Yapay zeka, robotlar, nano teknoloji, genetik, biyomühendislik, bize pek uğramasa bile, geleceğimizi yönlendirmeye çoktan başladı.

2024'ün daha mutlu ve umutlu olmasını diliyorum.



Mondros'tan Samsun'a

1 Kasım 1918. İttihat ve Terakki Fırkası son kongresi İstanbul'da toplandı. Ertesi gün,  TalatEnver  ve Cemal  paşalar dahil, 9 ittihatçı bakan Alman Torpidobotu İle Sivastopol’a kaçırıldı. 5 Kasım: Osmanlı Ordularının başındaki Alman General Hans von Seeck, 1914’den sonraki tüm yazışmaları bir gemiye yükledi ve gitti. Sultan Vahdettin terhis kararnamesini imzaladı, erlerin onda dokuzu terhis edilerek evlerine gönderildi. İzleyen günlerde, Boğazlar silahsızlandırıldı, işgal güçleri Çanakkale’den geçti. İngilizler  Musul'u, İskenderun'u ve Çanakkale Boğazı'nı işgal etti. 12 Kasım: Fransızlar  İskenderun'u işgal etti. Bir Fransız tugayı İstanbul'a girdi. İngiltere, Fransa vYunanistan savaş gemileri İstanbul önünde demirledi ve karaya asker çıkardı. Mustafa Kemal Paşa Adana'dan İstanbul'a geldi. 14-19 Kasım: Fransız  ve  Yunan  birlikleri Uzunköprü, Çatalca, Hadımköy'ü işgal etti. Osmanlı  birlikleri Bakü'den çekildi, İngiliz  birlikleri geldi. 15.000 kişilik  Ermeni  Lejyonundan oluşan  Fransız  birliği Belen'i, Mersin'i, Tarsus'u işgal etti.

1 Aralık 1918: İzmir, Trakya ve Doğu Anadolu vilayetlerinde Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri  kuruldu. 6-25 Aralık: İngilizler Kilis'i, Fransızlar ve yerli Ermeniler Adana, Antakya, Dörtyol, Osmaniye ve Islahiye'yi işgal etti. Dörtyol'da işgale karşı ilk silahlı direniş. İngilizler  Batum'u işgal etti.
    1-3 Ocak 1919 
İngilizler  Antep'i Cerablus'u işgal etti. Ardahan'da düşman işgaline karşı kongre toplandı. 10-12 Ocak: Vahdettin'in  İngiliz  Yüksek Komiseri Amiral  Calthorpe'a  bütün umudunu  İngiltere'ye  bağladığını bildirdiği mesajı. Türk birlikleri, Medine'yi teslim etti. İngilizler Ermeni  amaçlarına hizmet için Kars'a yerleşti. 17-18 Ocak: Büyük Kars Kongresi  Güneybatı Kafkas Cumhuriyeti'ni ilan etti. 22 Ocak: Türk Kuvvetleri Batum'u boşalttı. İngilizler  Konya İstasyonunu işgal etti.
    1-2 Şubat 1919 
İngilizler  ve  Fransızlar  Turgutlu-Aydın demiryolunu, İngilizler Maraş'ı İşgal etti. Venizelos, Paris Barış Konferansı'nda  bütün adaları, Trakya'yı ve Batı Anadolu'yYunanistan  için istedi. 5 Şubat: Karakol Cemiyeti  direniş örgütü kuruldu. 7-9 Şubat: İngiliz  Mareşali  Allenby  İstanbul'a geldi, İstanbul Hükümetine muhtıra verdi. Fransız  işgal orduları başkomutanı general  Franchet D'Esperey  Sirkeci'den Beyoğlu'na kadar  beyaz at  üzerinde ve  Rum  tezahüratı ile yürüdü. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'a girişinin intikamını aldı. 12-19 Şubat: Trabzon Müdafaa-i Hukuku Milliye, Samsun'da Karadeniz Türkleri Müdafaa-i Hukuk, İstanbul'da Teali-i İslam Cemiyetleri kuruldu. 22-27 Şubat: İngilizler  Maraş'ı, Birecik'i işgal etti.
    3 Mart: Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Milliye Cemiyeti Erzurum şubesi kuruldu. 6-8 Mart: İstanbul 
Rumlarının  taşkınlıkları, saldırıları. Fransızlar  Kozan, Zonguldak ve Ereğli'yi işgal etti. 14-19 Mart: İngiltere  Başbakanı Lloyd George,  Fransa  Başbakanı  Clemenceauİtalya  Başbakanı  OrlandoABD  Başkanı  Wilson, Paris'te  Yunanlıların  çıkarma planını kabul ettiler. İstanbul'da, Arnavut  Teavün Cemiyeti kuruldu. İzmir Müdafa-i Hukuk kongresi toplandı. Mustafa Kemal Erzurum'a örgütlenmeyi anlatan bir mektup gönderdi. 24-30 Mart: İngilizler  Urfa'yı, Merzifon'u, İtalyanlar  Antalya'yı işgal etti.
    10 Nisan: Boğazlıyan kaymakamı 
Kemal Bey Ermeni  tehciri dolayısıyla, Divanı Harp kararıyla, İstanbul'da idam edildi, ertesi gün büyük halk gösterileri. 13-24 Nisan: İngilizler  Kars'ı işgal edip  Güneybatı Kafkas Hükümeti'ni dağıttı. Fransızlar  Afyon'u,  Gürcüler  Ardahan'ı,  İtalyanlar  Konya'yı, Antalya'yı işgal etti. 29 Nisan: Harbiye Nazırı Şakir PaşaMustafa Kemal Paşa'ya Karadeniz Bölgesine 9 uncu Ordu Müfettişi olarak gönderilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi.  İngilizler Kars yönetimini  Ermenilere  bıraktı.
    3 Mayıs: XV. Kolordu Komutanı K
azım Karabekir Erzurum'a geldi. 5 Mayıs: Mustafa Kemal'in Samsun'a atanma emri, Takvimi Vekayi'de yayınlandı. İngiltere  Başkanı Lloyd George, Paris Barış Konferansı'nda  Yunanlıların  İzmir'e çıkarma yapmasını istedi. 10 Mayıs: İtilaf Devletleri  temsilcileri, Yunanlıların  İzmir'i işgaline karar verdi. 11 Mayıs: Mardin Ali Batı paşa ayaklanması.  İtalyanların Marmaris, Fethiye ve Bodrum'u işgali. Bir kaç Amerikan savaş gemisi İzmir'e geldi. 14 Mayıs: Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam Damat Ferit ile yeni görevi hakkında görüştü. Foça, Karaburun, Urla ve Yenikale istihkamları  İngiliz, Fransız  ve  Yunan  birliklerince işgal edildi.  İtalyanlar Kuşadası'na çıkarma yaptı, Selçuk istasyonunu işgal etti. Amiral Calthorpe, İzmir'in işgali için nota verdi. İzmir yurtseverleri Redd-i İlhak ilkesini kabul etti, bildiri yayınladı. 15 Mayıs 1919 İzmirİtilaf Devletlerinin  desteği ile, Yunanlılar  tarafından  işgal  edildi ve ilk silahlı direniş başladı. Yunan  askerlerine ilk kurşunu atan Hasan Tahsin şehit edildi. Mustafa Kemal Paşa  Padişah  Vahdettin  tarafından kabul edildi. 16 Mayıs: Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı. Yunanlılar, Urla ve Seferihisar'ı işgal etti. İtalyanlar  Güllük'ü, Söke'yi işgal etti. Denizli, Tavas, Kastamonu'da İzmir'in işgalini protesto mitingleri. Balıkesirliler, işgali protesto ve silahlı mücadele kararı aldı. 17 Mayıs: Yunanlılar Urla ve Çeşme'yi işgal etti.

     19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıktı. Millî Mücadeleyi  zafere ulaştırmak yolunda işgal kuvvetlerine ek olarak, içeride çeşitli engellerle karşılaşacaktı: Hilâfet Ordusu, iç isyanlar, bolşeviklerEnver Paşa, Çerkez Ethem, Damat Ferit başta, korkak, umutsuz ve satılmış mandacılar.

    Bağımsızlık savaşı başlamıştı...





Altılar Davası

İlk Megali İdea (Büyük Ülkü) haritası 1791'de yayınlandı. Yunanistan  Krallığı  1829'da kuruldu, 1913'e kadar  Danimarka  asıllı krallar  tarafından yönetildi. Megali  İdea  faaliyetleri hızlandı. 1910'da yönetime gelen  Venizelos  liderliğindeki Yunanistan, Balkan  Savaşları  sonrasında topraklarını iki katına çıkardı. 1914'te Girit Yunanistan’a bağlandı.

24 Ocak 1915'te, Sir Edward Grey, İngiltere  adına, Yunanistan'ın  İtilaf Devletleri  yanında Avrupa savaşına girmesine karşılık, Küçük Asya'da  geniş ayrıcalıklar önerdi. Venizelos  kabul etti ama  Almanya  yanlısı Kral  Konstantin  reddetti. Venizelos,  İngiltere’nin  desteği ve yardımıyla, 26 Ağustos 1916'da, Selanik’te  kendi  hükümetini kurdu, toplum  Venizelosçular  ve  Kralcılar olarak ikiye bölündü, iki başlı yönetim ortaya çıktı. 27 Haziran 1917'de, Venizelos, İngiltere’nin  desteği ile Kral  Konstantin’i  devirerek iktidarı ele geçirdi ve  Yunanistan  İtilaf Devletleri  yanında savaşa girdi. Ertesi yıl galipler arasında yer aldı.

14 Mayıs 1919'da, Paris Barış Konferansı  toplantısında, “Yunanistan’a,  İzmir’i işgal izni,  Rum  asıllı  İngiliz  Sir  Basil Zaharoff  ve  Venizelos’un  ısrarları üzerine, ABD  Başkanı  Wilsonİngiltere  Başbakanı  Lloyd George  ve  Fransa  Başbakanı  Clemenceau  tarafından verildi. Zaharoff savaşta  Müttefiklere  50 milyon frank  katkı sağlamıştı ve bu karşılıksız bırakılmadı.

1849 Muğla doğumlu  Basil Zaharoff  Avrupa’nın  bir numaralı  silah tüccarı,  petrolcü ve  finansör  idi. Vickers  silah  firmasının sahibi idi. Kumar  işlerini de yönetiyordu.  Yunanistan’ınBirinci Dünya Savaşı’na  katılması, İzmir’i işgal izni ve Küçük Asya macerasında büyük etkisi oldu. “Gizli mimar” ZaharoffYunan  Başbakanı  Venizelos’un  gizli patronu ve destekçisi idi. Balkan  Savaşlarında  Yunanistan’a  2,5  milyon  sterlin  yardımda bulundu. Anadolu’daki  Yunan  işgaline 4 milyon sterlin  verdi. Avrupa’daki  basın  gücüyle,  Batı  kamuoyunda siyasî nüfuzu vardı. İngiltere  Başbakanı  Lloyd George’un  Başdanışmanı  idi.  İngiltere ve müttefiklerinin  Ön Asya  politikasının, Yunanistan’ın  Helenizm  rüyasına hizmet edecek yönde biçimlenmesinde çok etkili oldu.

1920 Kasım'da, Venizelos  seçimleri kaybetti, Kral  Konstantin  sürgünden döndü ve  Türk-Yunan  savaşı  Kralın  etkin olduğu atmosferde yürütüldü. Bu bölünme “milli felaketin” en önemli unsurlarından birisi olacaktı.

Merkezi Paris'te bulunan  Seine Bankası  ve  Vickers  ortaklığıyla yeni bir şirket kuran  Zaharoff Osmanlı  tersanelerini  ele geçirme planları yaptı. Seine  Bankası  Doğu Sorunu’nun  finansörü idi. Zaharoff  İzmir’de 2 milyon sterlin  sermaye ile kurduğu  İyonya Bankası  aracılığıyla  Batı Anadolu’da kurulması hedeflenen  İyonya Devleti’ne  kredi  sağlamayı planlamaktaydı. Ayrıca Türklerle savaşın devamını  finanse  edebilmek için de gerekli idi.

Ama bunlar işe yaramadı. 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesinde  Yunan  Ordusu kesin olarak yenildi. 9 Eylül'de Türk ordusu İzmir'e girdi. 11 Eylül'de, Anadolu'dan kaçan Yunan  askerlerinin başına geçen  Venizelos  taraftarı subaylar Midilli  ve  Sakız  adalarında bir  devrim  komitesi  kurdu. Adalardan başlayan devrim 26 Eylül’de Atina’ya ulaştı. 27 Eylül'de devrimci subayların istekleri doğrultusunda, Meclis dağıldı, Hükümet istifa etti. Kral Konstantin  tahtı oğlu II. Georgios'a  bıraktı. Halkın ve ordunun baskısı ile,  genç kral “Küçük Asya Felaketi”nin  suçlularını  yargı  önüne çıkardı.

13-28 Kasım 1922. Askerî Mahkemeye sunulan iddianamedeki suçlamalar iki konuya odaklanmıştı: Ordunun  Küçük Asya’da uğradığı  millî utancı  temizlemek ve Venizelos’a  karşı Kral  Konstantin  yanlısı grubu  ortadan kaldırmak.

Yargılama sonucu altı kişiye  idam  cezası verdi. “Altılar” olarak tarihe geçen, Eski Başbakan ve Adalet Bakanı  Dimitrios Gounaris, Eski Maliye Bakanı ve Başbakan  Petros Protopapadakis, Dışişleri Bakanı  Georgios Baltazzis, İçişleri Bakanı  Nikolaos Stratos, Harbiye Bakanı  Nikolaos Theotokis ve Eski Küçük Asya Ordusu Başkomutanı General  Georgios Hacıanestis  duruşmalardan hemen sonra, sandalyeye ters oturtulmuş biçimde  sırtından  kurşuna  dizildiler. Esir düşen I. Kolordu Komutanı  Trikupis, 1923 yılında savaş esirleri değişimi sonucu  Yunanistan'a  döndü, ancak yargılanmadı.

Yargılama sürecinde  MüttefiklerYunan  Devrim  Komitesi’nden  idam kararlarının ertelenmesini istemişlerdi. Ancak  Komite  olumsuz yanıt vermişti.

Yunanistan    kargaşalar  yaşadı. Anadolu'dan gelen büyük  göçmen  kitlesiyle uğraştı.  Komite, Paris’teki  Küçük Asya Macerasının  asıl  mimarı  Venizelos'tan  Lozan Konferansı’nda  Yunanistan'ı  temsil etmesini istedi.

Karardan iki gün önce  devrim  sonrası kurulan  Krokidas  Hükümeti istifa etti ve 26 Kasım'da yeni bakanlar Kral II. George  önünde yemin ederek göreve başladı. Yeni Başbakan, devrimin liderlerinden  Gonatos  oldu.

İdam  cezalarının uygulanmasının ardından  İngiltere, Yunanistan  ile diplomatik ilişkilerini kesti. Fransız  gazeteleri kararı çok ağır buldu, Lozan'da  Venizelos’un  görevini zorlaştıracağını belirtti. İstanbul’da yayımlanan  Rum  gazeteleri idam kararlarını memnuniyetle karşıladı. Mustafa Kemal Paşa ve Türk siyasi ve askerî liderleri konu hakkında bir açıklama veya yorum yapmadı.

Yunanistan  1922-1936 arasında tam bir istikrara kavuşmadı, birçok darbe girişimi ve darbeler yaşadı.

Başbakan  Petros Protopapadakis’in torunu  Mihalis Protopapadakis idam edilenlerin “vatan haini” damgasını kaldırmak amacıyla, ilki 2008’de, Yunan  Yargıtayına üç kez başvurdu. İlk iki başvuruyu delil yetersizliği gerekçesiyle reddeden  Yargıtay  sonunda, yeni verilerin incelenmesi amacıyla davanın yeniden açılmasını Ocak 2010’da kabul etti. Protopapadakis  dava dilekçesinde: Küçük Asya Felaketi’nin ardından toplanan  Askerî Mahkeme’nin 1922’deki yenilginin nedenlerini bilemeyeceğini, ellerinde idam kararı için yeterli belge ve kanıt olmadığını öne sürdü.

Bu, Yunanistan'da  tartışmayı da beraberinde getirdi. Küçük Asya Felaketinden sonra, mübadele  antlaşması  ile  Yunanistan’a göç zorunda kalan ve sayıları iki milyonu bulan  Anadolu Rumlarını  temsil eden 185 dernek davanın yeniden açılmasına karşı çıktı.

Yargıtay  sonunda sadece “vatan hainliği” ile ilgili suçun iptaline ikiye karşı üç oyla karar verdi. Ancak, idama mahkûm olanların  Yunan ordusunun  bozguna  uğramasında ne denli suçlu oldukları konusunda, “davanın  zaman  aşımına  uğradığı ve askerî mahkeme  tutanaklarının  kaybolduğu” gerekçesiyle herhangi bir yargıya varılamayacağına kanaat getirdi. Kararda  Venizelos’un  "Onlar vatan haini değil. Cezaları infaz etmeyin" diyen telgrafı ve parlamentodaki bir konuşması da etkili oldu.

Karşımızda  Yunanlılar  gözükse de,  Türk kurtuluş savaşı  gerçekte  Avrupa  emperyalizmine  karşı verilmişti. Ama  Yunanlılar  tarihten ders almamıştı. Yarım yüzyıl sonra, 1974’te, askeri cunta  Kıbrıs  Cumhurbaşkanı  Makarios’u  devirerek adayı ilhaka kalkıştı (ENOSİS). Garantör  Türkiye  adaya çıktı ve bu günlere gelindi.

İsrail'in de BÜYÜK İSRAİL ulusal hedefi ayrı bir inceleme konusudur.

Zafer Bayramımız kutlu olsun...

ŞRÖ    30 Ağustos 2024



PEARL HARBOR.2

 

PEARL HARBOR.2

1868'de, imparator Meiji zamanında Japonya’da Batılılaşma dönemi başladı, büyük bir çağdaşlaşma gerçekleştirildi. 30 yıl sonra Çin'i yendi ve Uzak Doğu’daki sömürgeci Avrupalılara katıldı. Avrupa ve ABD ile uzun süreli mücadele başladı. 1905 Savaşında Rusya'yı yendi, Mançurya'yı aldı. Pasifik Savaşı başlamıştı. Japon üstünlüğüne sarsılmaz inanç, 1910'da Kore'yi işgal ve ilhak ile perçinlendi. Bu inanç, Japonya'nın Çin Mançurya'sını 1932'de işgal ve ilhak için birincil gerekçe idi. Aşırı militanlar hükümetin kontrolünü ele geçirdi. 1937'de Pekin, Nanking ve Şanghay’ı işgal ettiler, geçiş hükümeti kurdular.

Çin'deki başarılarından ve artan ırkçılıktan cesaret alan askerler, Japon etkisini Asya'nın çoğunda tam kontrolü sağlayacak büyük bir strateji planladı. Sınırları içinde olmayan petrol, kauçuk ve madenler gibi doğal kaynaklara el atılmalıydı. Korelileri, Moğolları, Güneydoğu Asyalıları ve Çinlileri onlarca yıldır Japon yönetimi altında inletmişlerdi. Yetmemişti. Japon ırk üstünlüğü düşüncesi, Batı'nın Japonya'nın saldırganlığına karşı koyma cesaretinden yoksun olduğunu varsayıyordu. Japon düşmanlığı artık ABD'ye yönelebilirdi.

Eylül 1939'da, Hitler Almanyası Polonya'yı işgal ettiğinde, dünyanın dikkati Asya'dan uzaklaştı. ABD Başkanı Roosevelt ve askeri liderler, Hitler'in Japonlardan çok daha büyük bir tehdit olduğuna inanıyordu. Batı, Hitler'in kuzey Avrupa'yı, Fransa'yı, Kuzey Afrika'yı ezmesini dehşetle izliyordu. Sıradaki hedefi, ABD'den yardım arayan İngiltere idi.

ABD, Atlantik ulaşımını korumak için savaş gemilerini Hawaii'den çekme yönünde baskı altındaydı. Amerikan izolasyonculuğu yıllardır güçlüydü. Doğu ve batıdaki büyük okyanuslar, ABD'yi gerçek tehlikeden koruyacak aşılmaz engellerdi. Pasifik'teki varlıklar sadece kaynak kaybı idi.

1940'ta Japonlar, Nazi Almanya ve Faşist İtalya ile Üçlü Pakt'a girdi. ABD liderlerinin çok azı bu tehdidi ciddiye aldı. Tokyo ABD'ye ve İngiltere'ye daha düşmanca hale geldi. Ama, ABD askeri ve sivil liderlerinin büyük çoğunluğu bununla eğlendi: aslana kükreyen bir fare vardı. Hawaii'de, ABD Donanması Pasifik okyanusa yayılmış ada üsleri ve Filipinler'deki üsler de dahil, Amerikan çıkarlarını koruyacaktı. Ancak sıkıcı görevlerdi. Hiçbir tehdit yoktu.

Dünyanın büyük güçlerine karşı savaşı savunan aşırı militanların artan gücüne karşılık, Japonya böyle bir savaşı kazanamayacağını biliyordu, silahlı kuvvetlerini büyük ölçüde güçlendirmek için zaman kazanmalıydı. ABD'ye karşı cesur bir saldırı tasarlandı. 7 Aralık 1941 günü, Japon hava saldırısı ile, Pearl Harbor deniz filosundan 18 gemi battı veya hasar gördü. 188 uçak tahrip oldu, 159'u da hasar gördü, neredeyse hepsi yerdeyken vuruldu.

ABD baskına uğramıştı. Hawaii'deki komutanlar Japonları tehdit olarak görmemişti. Yeni radarları, keşif uçakları veya gemileri konuşlandırmaya gerek duymamışlardı. Japon gemi hareketleriyle ilgili istihbarat raporları görmezden gelinmişti. Honolulu Japon Konsolosluğu'ndaki kuşkulu faaliyetlere aldırılmamıştı. Japon saldırganlığının yalnızca Güneydoğu Asya'ya yayılacağı, Hawaii'nin zaptedilemez bir kale olduğu düşünülmüştü.

Japonların da hataları vardı. Pearl Harbor'a iki saldırıyla yetinmiş ve Japonya'ya dönmüşlerdi. Üçüncü saldırının yapılmaması Japonya'ya ölümcül bir zarar vermişti. ABD Filosu 6 ay sakat kaldı ama uçak gemileri kurtulmuştu. Bu, savaşın tarihini değiştirecekti. Pasifik'te aşırı genişleyen Japonya 4 yıl sonra geri çekilecek, nükleer saldırı sonucu teslim olacak ve günümüze kadar ABD'nin bir vasalı olarak kalacaktı.

Şimdi, günümüzün süper gücü Çin'e bakıyorum...

Çin'in Batıya açılması, 1850'lerde, Portekiz, İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD ile ticari ve siyasi ilişkiler biçiminde başladı. Süper güç İngilizler her yerdeydi, gümüş para bulamadıklarından, Hint pamuklukları ve afyonunu Çin'e getirip, çay ve ipekle değiştiriyorlardı. Çin, afyon ithalini yasaklayınca, iki büyük Afyon Savaşı oldu. Yenilen Çinlilere yıkım oldu. 5 Çin limanı İngilizlere açıldı, Hong Kong İngilizlere bırakıldı. Misyonerlerin serbest çalışmasına izin verildi. ABD, Rusya ve Fransa'ya aynı haklar tanındı. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi 1850-1900 arasında Çin'i kontrolü altına aldı.

Çin, yabancıları ülkelerinden atmayı denediyse de, ayaklanmalar Batılılarca bastırıldı. Avrupa teknolojilerini uygulamayı denedi, ama Japonlar gibi başaramadı. Konfüçyüsçü din adamlarının güçlü muhalefeti engellenemedi.

1894 Çin-Japonya savaşında Çin ağır bir yenilgiye uğrayınca, Avrupalılar bundan da yararlandı. Çin her Avrupa ülkesinin ayrı egemen olduğu, deniz ve demiryolları işlettiği bölgelere ayrıldı. Çin tarihinin en onur kırıcı dönemini yaşadı. Kore'nin bağımsızlığını tanıdı, Formoza (Tayvan) Adasını Japonya'ya vermek zorunda kaldı.

Misyonerlerin öldürüldüğü 1908 Boxer ayaklanmasını Batılılar yine bastırdı, koşullar daha da ağırlaştırıldı. Sun Yat Sen "milliyetçilik, demokrasi ve sosyalizm" ilkeleriyle, Tongmen Hui İhtilalci Birliği'ni kurdu. 1911 devrimiyle 2.000 yıllık Mançu Qing hanedanlığı sona erdi. 1912'de Çin Cumhuriyeti kuruldu. General Yuan Shikai Başkan seçildi, Tongmen Hui İhtilalci Birliği parti haline gelerek Kuomintang adını aldı ve en büyük parti olarak meclise girdi. Ancak, Başkan Yuan Kuomintang'ı yasakladı, 1914'te meclisi kapattı ve kendini diktatör ilan etti. Kuomintang Kanton'a kaçarak, direnişi sürdürdü. Yuan 1916'da ölünce, yıllarca süren ve halkın daha çok ezildiği iç savaş başladı. Çin sembolik olarak Birinci Dünya Savaşına girince, Japonya Şanghay dahil bir çok şehri işgal etti.

1921'de, Mao Çe-Tung önderliğinde Komünist Partisi kuruldu. 1923'te, Çarlık rejiminin yıkılmasından sonra kurulan Sovyetler Birliği, Çin üzerindeki tüm haklarından vazgeçti. Milliyetçi Kuomintang ve Komünist Parti Japonya'yı kovmak için birleşti.

Sun Yat Sen 1925'te ölünce milliyetçilerin başına Çan Kay Şek geçti. Kanton'da ulusal hükümeti kurdu. Japonlarla savaşarak Şanghay dâhil birçok yeri geri aldı. Çin'in büyük bir bölümüne egemen oldu ve komünistlerin yardımıyla savaş ağalarını yendi.

1927'de, Mao Komünist Partisi hükümet kuvvetleri ile çarpışmaya başladı. Çan Kay Şek komünistleri Şanghay'dan sürdü. Pekin'e ilerledi, Çin Cumhuriyeti'nin lideri oldu. Aynı yıl Mao Çin Kızıl Ordusu'nu kurdu, gerilla harekatına başladı. Japonlar Mançurya'yı işgal etti. Jinggang dağlarında Çin Sovyet Cumhuriyeti kuruldu ve Mao başkan seçildi.

1934'te, Milliyetçi Parti komünistleri çembere aldı, ama Mao bunu yardı ve "uzun yürüyüşü" başlattı, Çin Kızıl Ordusu 13 bin kilometre yol yürümüş ve çarpışmak zorunda kalmıştı. 90.000 kişi açlık, kış ve firarlar yüzünden 20.000'e inmişti. 1936 Japon işgalinden sonra komünistler ve milliyetçiler anlaşarak Japonlara direnme kararı aldı ve başkomutan Çan Kay Şek oldu. 1937'de Pekin, Nanking ve Şanghay'ı ele geçiren Japonya bir geçiş hükümeti kurdu. Başkent Nanking'de 250.000 Çinli Japonlarca katledildi.

1943'te Batılılar milliyetçi Kuomintang'ın Japonya ile barış yapmasını engellemek için bütün ayrıcalıklarından vazgeçti. 1945'te İkinci Dünya Savaşı bitti, Japonya yenildi. Çin, ABD desteği ile Sovyetlerin boşalttığı Mançurya'yı işgal etti. Komünistler Mançurya'ya egemen oldu. ABD açıkça milliyetçileri, Sovyetler ise dolaylı olarak komünistleri destekledi.

1947'de iç savaşın son aşaması başladı ve komünistler üstünlüğü sağladı. 1949 Şubatında Pekin'in alınması ve Nanking bozgunu ile Çan Kay Şek yenildi. Komünistler Çin Halk Cumhuriyeti'ni kurdu. Mao başkan seçildi. Çan Kay Şek Kuomintang milliyetçilerini Tayvan'a kaçırdı ve Milliyetçi Çin Cumhuriyeti kuruldu.

1950'de kadınlara eşit haklar verildi, toprak ağalarının toprakları köylülere dağıtıldı. İlk Beş Yıllık Plan’la köylüler kooperatifleşmeye başladı, köylülere bir miktar arazi verildi. Başlangıçta göz yumulan özel kesim devletleştirildi. Ağır sanayi üretimi ikiye katlandı. İlköğretim 24 milyondan 64 milyona, orta öğretim 1 milyondan 6 milyona, yükseköğretim üç katına çıkarıldı. Sağlık reformu yapıldı.

Çin 1951'de Kore’ye saldırdı ve Birleşmiş Milletler'den dışlandı…

1956'da "yapıcı eleştiri"ye izin verildi, ama gazeteler ve posterler partiyi eleştirmeye başlayınca uygulamaya son verildi. Soğuk Savaş’ta uygulanan ABD ambargosu ve Mao'nun içe dönük siyaseti Çin'i dünya ticaretinden soyutlarken, ağır askeri harcamalar refahı kısıtladı. Mao'nun Büyük Hamle'si (1958-1960), dev tarım ülkesini bir kaç yılda sanayileştiremedi. Çelik komünlerinin üretimi kalitesizliği aşamadı. 1959-1962 kuraklığı da bu başarısızlığa katkıda bulundu ve kıtlık sonucu 15 milyon kişi öldü.

Mao, Sovyetler Birliği'nde Stalin sosyalizminin amacından saptığını görerek, bürokratik kadrolarda büyük değişim yaptı. Tüm okullar ve üniversiteler yeniden düzenlendi. 1966-1976 arasındaki Kültür Devrimi Çin'i baştan aşağı değiştirecekti, ama olmadı. 1976'da Mao öldüğünde, ekonomik ilerleme kaydedilememişti, kişi başına düşen milli gelir sadece 126 Dolar, kişi başına yıllık harcama 74 Dolar ve Çin'in dünya ticaretindeki payı % 0,4 idi.

Tayvan 1971'de Birleşmiş Milletler üyeliğinden atıldı, yerine Çin Halk Cumhuriyeti alındı…

Mao'dan sonraki “İkinci Nesil” başladı. Deng liderliğinde ideoloji yerine ekonomiye öncelik verildi, tarımda, dış ekonomik ilişkilerde ve kamu yönetiminde köklü değişiklikler yapıldı. 1978'deki Dört Modernizasyon Programı ile; Tarım, Sanayi, Bilim-Teknoloji ve Savunma alanlarının 1985'e kadar çağdaş koşullara kavuşturulması öngörüldü. 600 milyar dolarlık program Çin'i yabancı sermaye bulmaya yöneltti. Japonya ile 60 milyar dolarlık Ticaret Antlaşması ile Barış ve Dostluk Antlaşması imzalandı. ABD ile de ekonomik iş birliği yapıldı. Ekonomik ve siyasal yumuşama başladı, kapılar yabancı sermayeye açıldı, piyasa ekonomisi uygulanmaya başladı.

1988'de, iş gücü ağırlıklı imalat sanayisi ülkeye çekilecek, dışarıdan alınan hammadde işlenecek ve ihraç edilecek biçimde düzenleme yapıldı. Hong Kong imalat sanayinin % 80'i Güney Çin'e taşındı ve ihracat merkezli yeni ekonominin temelleri kuruldu. 1993'e kadar 1800'ün üzerinde özel bölge oluştu.

1993'te Jiang Zemin üçüncü nesil yönetici olarak işbaşına geldi. işletmelere karları üzerinde söz hakkı tanındı. 1997'de küçük ölçekli Kamu İktisadi Teşekküllerinin binlercesi özelleştirildi. 20 yıl önce mutlak yoksulluk sınırı altındaki 250 milyon insan 42 milyona indi. 2001 yılında batılıların isteğiyle Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olması, Çin'i dış dünyaya yaklaştırdı, birçok yasa ve düzenleme standartlaştırıldı, gümrük vergileri büyük ölçüde azaltıldı.

2003'te seçilen Devlet Başkanı Hu Jintao dördüncü nesil oluyordu. Çin şahlandı, komünizm ve liberal ekonomi kurallarını uygulayan "karma" bir yapıya kavuştu. Özel sektörü öne çıkaran ve özel mülkiyete gelişigüzel el konmasını engelleyen hükümler anayasaya eklendi. Çin dünya ticaret listesinde üçüncü sıraya yerleşirken, dış kaynaklı yabancı yatırımlar 60 milyar ABD Dolarına ulaştı. Dünyanın 500 büyük şirketinden 400'ünün Çin'de yatırımı 600 milyar doları aşmıştı. Şanghay dünyanın en büyük limanı özelliğini Rotterdam'dan aldı.

Çin Merkez Bankası, 2008'de, 1 trilyon 800 milyar dolar rezervi, ABD ekonomisinin teminat akçesi gibi tutuyordu. ABD Çin'in ekonomik büyümesini finanse ediyordu. Çin, 2014'te, satınalma gücü paritesi ile, 17,6 trilyon dolar ile ABD milli gelirini yüzde 1 oranında aştı.

Şi Cinping, 2013'te Devlet Başkanı görevine getirildi. "Çin Rüyası" (büyük uyanış), Şi Cinping döneminin siyasal söylemi oldu. Putin ile Batı'nın çıkarlarına karşı çıkabilecek, güçlü bir işbirliğine başladı. Çin 2040'ta dünyanın en büyük ekonomisi olmaya adaydı. ABD-SSCB rekabetinde, SSCB'nin yenildiği ve Batı'nın kazandığı doğru değildir. Soğuk Savaş, Batı ile Sovyetler Birliği arasındaki bir mücadeleydi ama sonunda Çin kazandı.

Çin’in yükselmesi, ABD’yi korkutuyor. Pasifik’te güç dengeleri değişmeye başladı. Çin’in küresel ayak izleri artıyor. Büyük ticaret hacmine sahip devlet şirketleri dünyada, özellikle gelişmekte olan ülkelerde milyarlarca dolarlık altyapı yatırımları yapıyor. Kuşak (karadan) ve Yol (denizden) Girişimi ile ulaşım, doğal kaynaklar, ileri teknoloji minerallerinde denetimini ve ticareti artırıyor. Havada uydularla yayılıyor, deniz dibi madencilikte atılım yapıyor, uzay yarışında ABD'ye yetişmeye çalışıyor. Rusya ile artmaya devam eden dostluğu, enerji alanında işbirliği, ŞİÖ ve BRICS+ gelişimleri de ABD’yi ve Batı'yı kaygılandırıyor.

Çin, 90 yıl önce, Japonya’nın askeri güç kullanarak yaptığı ölümcül hatadan ders almış gibi. Bunun yerine ekonomik, siyasal ve teknolojik güçlerle örümcek ağı biçiminde ilerliyor, askeri gücünü yedekte tutuyor. Nükleer savaş olasılığını da elbette dikkate alıyor.

Batı, 2008 sonrası ekonomik krizler, 2019 COVİD salgını, 2022 Ukrayna Savaşı, pahalı enerji, yükselen otoriterlik ve gerileyen demokrasi gibi şoklarla sarsılmayı atlatamadı.

90 yıl önceki Japonya’nın yerine günümüzün Çin'i farklı bir Pearl Harbor uyguluyor. Belki de tersine bir Pearl Harbor.2 ABD ve Batı tarafından gelebilir.



ŞRÖ 7 Aralık 2024